ortaya çıkmak - Turkish English Dictionary

ortaya çıkmak

Meanings of "ortaya çıkmak" in English Turkish Dictionary : 104 result(s)

Turkish English
Common Usage
ortaya çıkmak show up v.
Aya's been gone since the bugs showed up.
Aya böcekler ortaya çıktığından beri ortalıkta yok.

More Sentences
ortaya çıkmak emerge v.
Finally, a lot of sensitive information may emerge as a result of this process.
Son olarak bu süreç sonucunda birçok hassas bilgi ortaya çıkabilir.

More Sentences
General
ortaya çıkmak arise v.
Conflicts are more likely to arise within rather than between States.
Çatışmaların Devletler arasında değil, Devletlerin kendi içlerinde ortaya çıkması daha muhtemeldir.

More Sentences
ortaya çıkmak surface v.
The famous crime lord surfaced again in Peru.
Tanınmış mafya babası Peru'da yeniden ortaya çıktı.

More Sentences
ortaya çıkmak transpire v.
It has now transpired that what has developed is an intergovernmental method.
Şimdi ortaya çıkan şey, hükümetler arası bir yöntemdir.

More Sentences
ortaya çıkmak come forward v.
Equally, we are asking the Commission to come forward with some form of thought process.
Aynı şekilde, Komisyon'dan bir tür düşünce süreciyle ortaya çıkmasını istiyoruz.

More Sentences
ortaya çıkmak come out of v.
There is no market unless consumers have confidence in the products that come out of research and manufacturing.
Tüketiciler araştırma ve üretim sonucunda ortaya çıkan ürünlere güven duymadıkça pazar oluşmaz.

More Sentences
ortaya çıkmak out v.
Yet it turned out to be possible to eliminate virtually insurmountable obstacles.
Yine de neredeyse aşılmaz engelleri ortadan kaldırmanın mümkün olduğu ortaya çıktı.

More Sentences
ortaya çıkmak crop up v.
Scandals crop up again and again.
Skandallar tekrar tekrar ortaya çıkıyor.

More Sentences
ortaya çıkmak come along v.
This is not the result of liberalisation, which came along much later.
Bu, çok daha sonra ortaya çıkan liberalleşmenin bir sonucu değildir.

More Sentences
ortaya çıkmak come into view v.
However, resistance to it is now becoming a reality and national and commercial interests are clearly coming into view.
Ancak, buna karşı direniş artık bir gerçeklik haline gelmekte ve ulusal ve ticari çıkarlar açıkça ortaya çıkmaktadır.

More Sentences
ortaya çıkmak occur v.
Whatever we say and however we behave, new crises will occur and there will be new scandals.
Ne söylersek söyleyelim ve nasıl davranırsak davranalım, yeni krizler yaşanacak ve yeni skandallar ortaya çıkacaktır.

More Sentences
ortaya çıkmak appear v.
We just need to deal with whatever glitches and hitches appear in the budget.
Bütçede ortaya çıkabilecek aksaklık ve sorunlarla baş etmemiz gerekiyor.

More Sentences
ortaya çıkmak show up v.
Aya's been gone since the bugs showed up.
Aya, bu böceklerin ortaya çıkmasından sonra kayboldu.

More Sentences
ortaya çıkmak become evident v.
Furthermore, the President's disregard for the rule of law became evident.
Dahası, Başkan'ın hukukun üstünlüğünü hiçe saydığı da açıkça ortaya çıkmıştır.

More Sentences
ortaya çıkmak reveal v.
The curtains opened to reveal the cast.
Perdeler açılarak oyuncular ortaya çıktı.

More Sentences
Trade/Economic
ortaya çıkmak appear v.
I think this says quite a lot about the way the situation now appears in the world.
Bence bu, dünyada şu anda ortaya çıkan durum hakkında oldukça fazla şey söylüyor.

More Sentences
General
ortaya çıkmak burst v.
ortaya çıkmak offer v.
ortaya çıkmak come in sight v.
ortaya çıkmak shape v.
ortaya çıkmak approve oneself v.
ortaya çıkmak debouch v.
ortaya çıkmak come in view v.
ortaya çıkmak show oneself v.
ortaya çıkmak spring v.
ortaya çıkmak turn up v.
ortaya çıkmak trace v.
ortaya çıkmak come up v.
ortaya çıkmak outcrop v.
ortaya çıkmak crop out v.
ortaya çıkmak come into the picture v.
ortaya çıkmak spawn v.
ortaya çıkmak come into the open v.
ortaya çıkmak rise v.
ortaya çıkmak come of v.
ortaya çıkmak fall out v.
ortaya çıkmak come forth v.
ortaya çıkmak come to light v.
ortaya çıkmak come out v.
ortaya çıkmak come on v.
ortaya çıkmak revive v.
ortaya çıkmak develop v.
ortaya çıkmak ensue v.
ortaya çıkmak unfold v.
ortaya çıkmak fly about v.
ortaya çıkmak emanate v.
ortaya çıkmak rise to the surface v.
ortaya çıkmak arise out of v.
ortaya çıkmak break out v.
ortaya çıkmak be manifested v.
ortaya çıkmak come to exist v.
ortaya çıkmak come to existence v.
ortaya çıkmak arrive v.
ortaya çıkmak come v.
ortaya çıkmak cheve [obsolete] [dialect] v.
ortaya çıkmak cheve v.
ortaya çıkmak chieve v.
ortaya çıkmak make up v.
ortaya çıkmak materialize v.
ortaya çıkmak materialise v.
ortaya çıkmak blossom v.
ortaya çıkmak break v.
ortaya çıkmak disembogue [obsolete] v.
ortaya çıkmak sally v.
ortaya çıkmak salute v.
ortaya çıkmak discradle v.
ortaya çıkmak spunk [scotland] v.
Phrasals
ortaya çıkmak come in v.
ortaya çıkmak come out v.
ortaya çıkmak come out v.
ortaya çıkmak come to v.
ortaya çıkmak turn out v.
ortaya çıkmak come out v.
ortaya çıkmak spring forth v.
ortaya çıkmak come together v.
ortaya çıkmak emerge out v.
ortaya çıkmak rise up v.
ortaya çıkmak come through v.
ortaya çıkmak come off v.
ortaya çıkmak come down v.
ortaya çıkmak foam up v.
Colloquial
ortaya çıkmak show one's face v.
ortaya çıkmak be up v.
Idioms
ortaya çıkmak arrive on the scene v.
ortaya çıkmak come into its own v.
ortaya çıkmak come into its own v.
ortaya çıkmak come into its (or one's) own v.
ortaya çıkmak come down the pike v.
ortaya çıkmak fall into place v.
ortaya çıkmak come out in the open v.
ortaya çıkmak get out in the open v.
ortaya çıkmak arrive upon the scene v.
ortaya çıkmak arrive on the scene v.
ortaya çıkmak arrive/come on the scene v.
ortaya çıkmak come on the scene v.
ortaya çıkmak fall into place v.
ortaya çıkmak drop into place v.
Politics
ortaya çıkmak come out v.
Technical
ortaya çıkmak untarnished adj.
Archaic
ortaya çıkmak redound v.
ortaya çıkmak tweer v.
ortaya çıkmak twire v.
ortaya çıkmak befortune v.

Meanings of "ortaya çıkmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 143 result(s)

Turkish English
General
ortaya çıkmak (bir his) spring v.
This is rather strange, for leaks in the new system can be sprung in precisely those areas.
Bu oldukça garip, çünkü yeni sistemdeki sızıntılar tam da bu alanlarda ortaya çıkabilir.

More Sentences
yeniden ortaya çıkmak reappear v.
Malaria reappeared in the 1970s and claims one million victims each year.
Sıtma 1970'lerde yeniden ortaya çıktı ve her yıl bir milyon kurban veriyor.

More Sentences
(sonuç olarak) ortaya çıkmak ensue v.
We also know what damage then ensues.
Daha sonra ne gibi zararların ortaya çıktığını da biliyoruz.

More Sentences
Phrasals
(bir şeyden) ortaya çıkmak emerge from (something) v.
It emerges from all this that there is no democratic control of Europol.
Tüm bunlardan Europol üzerinde demokratik bir kontrol olmadığı ortaya çıkmaktadır.

More Sentences
General
belirli bir amaçla ortaya çıkmak come forward v.
sonuç olarak ortaya çıkmak ensue v.
yalanı ortaya çıkmak (one's lie) expose v.
beklenmedik biçimde ortaya çıkmak crop up v.
yeniden ortaya çıkmak reemerge v.
-den ortaya çıkmak arise out of v.
-den ortaya çıkmak develop out of v.
geceleyin ortaya çıkmak come out at night v.
birdenbire ortaya çıkmak pop up v.
pat diye belirmek/ortaya çıkmak pop up v.
bir şeyin arkasında/sonrasında geride/elimizde kalmak/bırakmak/ortaya çıkmak leave in wake of something v.
olduğu ortaya çıkmak turn out to be v.
yeniden ortaya çıkmak re-emerge v.
ürkütücü bir zorluk olarak ortaya çıkmak be proving a daunting challenge v.
yeniden ortaya çıkmak rearise v.
yeniden ortaya çıkmak reissue v.
olduğu ortaya çıkmak turn up v.
birdenbire ortaya çıkmak upstart v.
(aroma, tat) daha fazla ortaya çıkmak bloom v.
beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmak bloom v.
şaşırtıcı bir miktar veya derecede ortaya çıkmak bloom v.
zarar vererek ortaya çıkmak happen v.
illegal madde kullandığı ortaya çıkmak fail v.
bekleme süresi sonucu ortaya çıkmak break v.
zorla ortaya çıkmak break v.
bir anda ortaya çıkmak burst v.
kısa süreliğine ortaya çıkmak gleam v.
olduğu ortaya çıkmak go v.
usulca ortaya çıkmak distil [us] v.
usulca ortaya çıkmak distill [uk] v.
olduğu ortaya çıkmak come v.
aniden ortaya çıkmak crop v.
sonucunda ortaya çıkmak insue v.
ardından ortaya çıkmak insue v.
fışkırırcasına ortaya çıkmak pour v.
kademeli olarak ortaya çıkmak filter out v.
birden ortaya çıkmak flare v.
neticesinde ortaya çıkmak follow v.
aniden ortaya çıkmak outfling v.
birden ortaya çıkmak outspring v.
Phrasals
-den ortaya çıkmak/belirmek loom out of v.
aniden ortaya çıkmak cast up [scottish] v.
birden ortaya çıkmak appear on v.
(bilgiyle, kanıtla) ortaya çıkmak come forward v.
(bir fikirle, bilgiyle) ortaya çıkmak come forward (with something) v.
(bilgiyle, kanıtla) ortaya çıkmak come forward v.
birden ortaya çıkmak spring out v.
birdenbire ortaya çıkmak bob up v.
birdenbire ortaya çıkmak break out in v.
(aniden) ortaya çıkmak bubble up v.
(-yle/-yla/-le/-la) ortaya çıkmak come up with v.
muazzam bir şekilde ortaya çıkmak spring forth v.
bir şeyden ortaya çıkmak proceed from v.
(bir şeyden) ortaya çıkmak/belirmek rise from (something) v.
birinden/bir şeyden ortaya çıkmak rise from someone or something v.
(bir şeyden) ortaya/yola çıkmak start out from (something) v.
belli bir durumdan oluşmak/ortaya çıkmak start out from (something) v.
belli şartlarda ortaya çıkmak/başlamak start out from (something) v.
hava şartlarının aşındırmasıyla ortaya çıkmak weather out v.
damdan düşer gibi gelmek/ortaya çıkmak land in on v.
bir anda başlamak/ortaya çıkmak kick up v.
(bir şeyden) ortaya çıkmak rise out of (something) v.
(bir yıkımın/felaketin ardından) yenilenmiş şekilde tekrar ortaya çıkmak rise out of (something) v.
beklenmedik şekilde ortaya çıkmak blow up v.
habersiz bir şekilde ortaya çıkmak blow up v.
bir kıyafetle ortaya çıkmak appear in something v.
bir anda/aniden ortaya çıkmak bud up v.
(bir şeyden/bir yerden) bir anda ortaya çıkmak burst out of (somewhere or something) v.
(bir şeyin/bir yerin) içinden/arkasından bir anda ortaya çıkmak burst out of (somewhere or something) v.
aniden ve kuvvet sonucu ortaya çıkmak break (forth) v.
aniden ortaya çıkmak break (forth) v.
(bir şeyin) sonucu olarak ortaya çıkmak come out of (something) v.
(bir şeyden) ortaya çıkmak come out of (something) v.
birdenbire ortaya çıkmak come up v.
şiddetli veya gürültülü bir şekilde ortaya çıkmak burst forth v.
pat diye belirmek/ortaya çıkmak flash up v.
(bir şeyden) ortaya çıkmak grow out of (something) v.
(bir şeyden) ortaya çıkmak/belirmek loom out of (something) v.
(bir şey) sonucu ortaya çıkmak result from (something) v.
-den ortaya çıkmak/belirmek rise from v.
-den ortaya çıkmak rise from v.
(bir şeyden) ortaya çıkmak start from (something) v.
(bir şeyden) ortaya çıkmak start off from (something) v.
(bir belirtiyle) başlamak/ortaya çıkmak start out with (something) v.
(bir etkiyle) başlamak/ortaya çıkmak start out with (something) v.
olduğu ortaya çıkmak come up v.
Colloquial
birden ortaya çıkmak sally out v.
birden ortaya çıkmak leap out v.
birden ortaya çıkmak burst forth v.
birden ortaya çıkmak rush out v.
gökyüzünde belirmek/ortaya çıkmak be out v.
ortaya çıkmak (güneş, ay) be out v.
Idioms
birdenbire/aniden belirivermek/ortaya çıkmak appear out of thin air v.
(öneri, soru, olay) beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmak come from left field [us] v.
(öneri, soru, olay) beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmak come out of left field [us] v.
aniden ortaya çıkmak come out of a clear blue sky v.
aniden ortaya çıkmak come out of the clear blue sky v.
aniden ortaya çıkmak come from nowhere v.
apansız ortaya çıkmak come out of nowhere v.
apansız ortaya çıkmak appear out of nowhere v.
bir anda ortaya çıkmak appear out of nowhere v.
bir anda ortaya çıkmak come out of nowhere v.
bir anda ortaya çıkmak come from nowhere v.
bir anda belirmek/ortaya çıkmak burst onto the scene v.
gerçek yüzü ortaya çıkmak show one's true color v.
yok oldu sanılırken yeniden ortaya çıkmak rise from the ashes v.
(bir yerden) ortaya çıkmak burst out of somewhere v.
yeniden ortaya çıkmak rear its ugly head v.
bir problemi/hastalığı olduğu ortaya çıkmak find oneself with someone or something v.
açığa/ortaya çıkmak come out of the woodwork v.
açığa/ortaya çıkmak crawl out of the woodwork v.
bir anda ortaya çıkmak appear out of thin air v.
bir anda ortaya çıkmak burst upon the scene v.
bir anda ortaya çıkmak burst upon the scene v.
ne mal olduğu ortaya çıkmak be brought down a notch (or two) v.
ne mal olduğu ortaya çıkmak be brought down a peg (or two) v.
ne mal olduğu ortaya çıkmak be pulled down a notch (or two) v.
ne mal olduğu ortaya çıkmak be pulled down a peg (or two) v.
tesadüfen ortaya çıkmak happen along v.
birdenbire/aniden belirivermek/ortaya çıkmak appear out of thin air v.
bir anda ortaya çıkmak appear out of thin air v.
nereden olduğu belli olmayan bir şekilde ortaya çıkmak appear out of thin air v.
ile ortaya çıkmak come out in the open with v.
(bir şeyle, haberle) ortaya çıkmak come out in the open with (something) v.
bir şeyle, haberle ortaya çıkmak come out in the open with something v.
bir şeyle, haberle ortaya çıkmak come out into the open with something v.
aniden ortaya çıkmak come out of a clear blue sky v.
bir anda olmak/ortaya çıkmak come out of a clear blue sky v.
açığa/ortaya çıkmak come/crawl out of the woodwork v.
birden ortaya çıkmak come/crawl out of the woodwork v.
başlangıçta ortaya sorunlar çıkmak have teething problems v.
başlangıçta ortaya sorunlar çıkmak have teething troubles v.
(bir şeyde) ortaya çıkmak be reflected in (something) v.
(biri/bir şey) olduğu ortaya çıkmak turn out to be (someone or something) v.
yoktan ortaya çıkmak come from nowhere
Media
(kamera veya ses aleti) bir diğer alet ortadan kaybolurken ortaya çıkmak cross-fade v.
Mining
(madende cevher) ortaya çıkmak make v.
Medical
daha geç yaşlarda ortaya çıkmak present at older ages v.
Modern Slang
bilgisayarda ciddi bir iş yaparken birdenbire ardı arkası kesilmez reklamlar ortaya çıkmak ad bomb v.